7 Ocak 2009 Çarşamba

kıvılcımlar.


dün akşam kadıköyden eve dönmek için dolmuşa bindiğimde yine o garip heyecan bastırdı. o garip heyecan; köprüaltından geçerken gördüğüm ateş kuşkusuz. orda bi insan var. o insan orada yaşıyor. tahminimce yaşlı uzun,ak-gri saçlı bir amca. ama bu sadece tahminim çünkü onu hiç görmedim. sadece köprünün altından geçtiğim 10 saniyelik sürede bir silüet ve ısınmak için yakılmış ateşi görüyorum ve bu nedense beni çok heycanlandırıyor. onu düşünmek... yaşantısını düşünmek... neden orda olduğunu düşünmek... işinde iflas mı etti? sadece bohem bir yaşam mı sürmek istiyor? bir bilge mi? karısı tarafından terkedilmiş sefil biri mi? yoksa tanrı mı?.. cevabını öğrenemiyecek olsamda merak ediyorum. ve evet dün, dün yine o heyecanla camdan bakarken ışığı göremedim... her akşam ısınmak için yaktığı ateşi ışığı yoktu. acaba neden? umarım kötü bişeyi yoktur. çünkü ona ve onu düşünmeye öylesine alıştım ki... sanki hayatımın bir parçası. yine sırf sana bakmak için gelicem. 10 saniyelik zamanda seni görücem.. ve umarım yanan ateşini... iyi ol sen emi. söz sana bakmaya gelicem. benim ruhumu hissettiğini biliyorum. ne kadar değerli olduğunu biliyorum... dikkat et kendine...

Hiç yorum yok: