30 Mart 2009 Pazartesi

a celebration for the death of man

7 safyalık veronika üzeri çeviri yaptıktan sonra yazıya ihtiyaç duymak çok saçma aslında. asıl saçma olan insanın hayatına üç dilek sokma girişimi olmalı. yok öyle bir şey. kimsenin üç dileği falan yok. o içteki ses susmadıkça - ki kendisi ömür boyu susmayacak- bir yakarış olacaktır. bu da muhtemelen yüzlerce dilek eder. yüzlerce dua ve yüzlerce yakarış eder. aslında gerçekten saçmalıktır insanın hayatına 'üç' 'dilek' 'hakkı' kavramlarını aynı aynı anda sokmaya çalışmak. o yüzden şuan bu kavramların hepsini çıkarıyorum ve bir çırpıda siliyorum...

bunun dışında , damla sakızlı türk kahvesi oldukça güzel bir şey. ama köpüğünü iyi ayarlamak lazım. ferit edgü ise mükemmel bir adam. susam çemkirgen bir kedi. mitsi ise çekingen olmuş sanki. günlük olsa gerek.

bir kötü fikrim daha var... robotlar tarafından yönetilmeyi düşünmek iğrenç bir duygu. evet , belki gerçek bir dünya değil bu ama tamamen sanal olmamalı çünkü mezarlığın karşısında bir evde oturma fikri ürpertir insanı... mezarlığın içinde oturma fikri ise gülümsetir. öyle mi??

13 Mart 2009 Cuma

şafak vakti...

agrabah' tan kalkıp gelmiş garibim o kadar yol tepip.. halbuki ne kadar yakışırdı şimdi sofia limanına elinde tirakıyla birlikte. derya kenarına ne kadar yakışırdı kucağında uyuyan panait'i severken...

10 Mart 2009 Salı

şartel attı...

çünkü fight club fikri tamamen aziz nesin'den çalınmıştır... bilen bilir bir hikaye vardır 'nazik alet' adlı kitabında. adı 'bar fedaisi' olarak bilinir. orda tanışırız   tyler durden ile... öyle işte... neden başkası benim fikrimi çalıp mükemmel şeyler elde ediyor? yada ben neden o kadar mükemmel olamıyorum. daha doğrusu o kadar 'tanınmıyorum'.

9 Mart 2009 Pazartesi

Efendimiz.

'bulutlar ağlamazsa yeşillikler güler mi?'

5 Mart 2009 Perşembe

pardon ama...

ironik olacak ama kedi vahşiliği sayesinde evcilleşmiştir.
evet evet vahşiliği sayesinde.
o  ki tarlama zarar veren mini fareyi öldürdüğü için dostum olmuştur. 

4 Mart 2009 Çarşamba

topuk

ayakkabı giyeriz. o gün yağmur yağmıştır ve geçtiğimiz kuru yerlerde ayakkabımızın izi kalır. peki bir kadın yağmur yağarken topuklu ayakkabıyla dışarı çıkar ve ardından kuru bir ortamda yürürse?? bir büyük iz bir de arkasında minik bir yuvarlak oluşur...bendeniz in son ve pek kıymetli tespitidir.

sonunda

müteşair olmuşlar fakat haberimiz yokmuş...

Heyhat!!