31 Mayıs 2009 Pazar

bal arısı

güvenle uyuyabildiğim kolları, okşadığım altın saçları özledim. o kokuyu içime çekmeyi, moda sahilinde uzanmayı, hayaller kurmayı, en çok mesajı almayı, her an düşünmeyi, düşünülmeyi, mutluluktan yazı yazamamayı, ders çalışmamayı, üzülmeyi, bağırmayı, vurmayı özledim. sigur ros'u, coelho'yu, kıskançlığı bile özledim. en çok ta çocukça tavırları. en çocukça, sıkılmadan, kasılmadan. bir konu hakkında konuşma zorunluluğumuz olmayan zamanları özledim. ben kıskanmayı çok özledim. ilk defa yalan söylediğim, ilk göz yaşımı döktüğüm günü. ilk öptüğüm...

beni sabah görmeye gelmiyecek misin?
ya da gece yarısı?
ışığa dönüştüğünü görmek istiyorum.

geceleri tüm ışıkları açıyorum
umutsuz, yardımsız duygular...

nerde yatıyorsun?
nerede yatırılıyorsun?
döneceğim.

bekle,
benimle kal bu sabah
bal arısı...

30 Mayıs 2009 Cumartesi

çoğu müzisyen çöptür.

 bu günümüzde her 20 dakikada bir çıkarılan albümlere karşı olan insanın yakarışıdır. parayı tuvalet kağıdı gibi tüketen insanoğlunun, kendinden küçük gördüğü kişilerin gerek paralarını gerekse bu yolla duygularını sömürmek amacıyla müziği küçültmelerine karşıdır.

nasıl ki şiir, birçok insanın gözünde kadın programlarında arkasında iki keman gıygıyıyla, şişman bir kadın tarafından okunan ağlak şeylere dönüştüyse, müziğinde bu yolda eridiğini gören insanların yakarışıdır bu.

müziğin ruhuna bok katan bir de kendini sanatçı(?) diye tanıtan ve yaptıklarının şarkı olduğunu söyleyen, günübirlik müziklerin çöp müzisyenlerin artık çöpe atılmasını isteyenlerin beyin tırmığıdır çoğu müzisyenin çöp olduğu gerçeği.

haykırışım bir manken bir müzisyen olanlara değil. ya da magazin programlarından inmeyen yeniyetme şarkıcılara da değil. haykırışım koca bir şair dâhi 'zifiri karanlıkta gelse, şiirin hasını ayak sesinden tanırım. ne zaman bir köy türküsü duysam. şairliğimden utanırım.' diyebilirken hâlâ ortalıkta sanatçıyım diye geçinen ve onların müziklerini dinleyen körelmiş ruhlaradır.

evet. bağırıyorum. çoğu müzisyen çöptür.
velhasıl,
yerleri çöplüktür...

26 Mayıs 2009 Salı

tedies.

çok özlermiş beni. yemeden içmeden kesilmiş miniğim. tüy yumağım benim. yatağın altına girermiş, bütün gün orda dururmuş. o sıcak havada yorganla örtermiş üstünü kimse onu görmesin diye. kulakları sıcacık olurmuş orda. kapı çalınca bile heyecan yapmazmış artık. çünkü bilirmiş ben değilim gelen... kanatlılar gelirmiş, dokunmazmış onlara bile.

'dARkneSs dARkneSs  bE my piLlow' diye ağlar dururmuş hep.

11 Mayıs 2009 Pazartesi

biz bir başkasıdır bu gece.
ilahlaşan  ruhun saçma yansıması...
morpheus'a eşlik eden  ofelya yızdır.
ayaklarını göğsüne çekip gözlerini ovuşturan küçük bir çocuk.
ağlamaktan değil gülmekten muzdarîb belli..

10 Mayıs 2009 Pazar

lamı cimi yok.!

yeni yaş, yeni fanzin, yeni şablon, yeni insanlar. rastalı çocuklar ve rimbaud okuyan kızlar. yeni vokaller hatta. biraz tütün biraz maya. işte yeni yaşın getirdikleri. bir sene daha yaşlanmanın etkileri. iyiki doğurulmuşum ben. severim toprağımı yürekten. üstte mânâ altta madde yürekte kâmil olmaya bir adım daha. artık daha çok el tutma vaktidir ey ben. velhasıl zaman koşmak için vardır. papatyalar açmaktadır. kimi insanın değeri daha çok anlaşılmaktadır.

1 Mayıs 2009 Cuma

'artık yaşayamayacağım buna benzer akşamları düşünüyorum...'