güvenle uyuyabildiğim kolları, okşadığım altın saçları özledim. o kokuyu içime çekmeyi, moda sahilinde uzanmayı, hayaller kurmayı, en çok mesajı almayı, her an düşünmeyi, düşünülmeyi, mutluluktan yazı yazamamayı, ders çalışmamayı, üzülmeyi, bağırmayı, vurmayı özledim. sigur ros'u, coelho'yu, kıskançlığı bile özledim. en çok ta çocukça tavırları. en çocukça, sıkılmadan, kasılmadan. bir konu hakkında konuşma zorunluluğumuz olmayan zamanları özledim. ben kıskanmayı çok özledim. ilk defa yalan söylediğim, ilk göz yaşımı döktüğüm günü. ilk öptüğüm...
beni sabah görmeye gelmiyecek misin?
ya da gece yarısı?
ışığa dönüştüğünü görmek istiyorum.
geceleri tüm ışıkları açıyorum
umutsuz, yardımsız duygular...
nerde yatıyorsun?
nerede yatırılıyorsun?
döneceğim.
bekle,
benimle kal bu sabah
bal arısı...
...
4 yıl önce