18 Nisan 2009 Cumartesi

pörsük imlası ile,
ilgisiz tözlerin
karıştırdığı o tıngırtı
asırlardır saklanan sırmış meğersem;
pikap , ikap , kap , apak

14 Nisan 2009 Salı

sonunda zincirlenen bir melodi


ah evet ben de gönüllüydüm... denizci olmayı düşünüyordum hatta... bunu düşünürken 'unchained melody' dinliyordum... plak sayıp gramofon bozuyordum... yetmiyor chat noir ' i seviyordum.. okşuyordum, öpüyordum , ısırıyordum... sonra küçük çockuların oyuncak bebeklerine doktorluk yapıyordum...  adımı ise 'rockwell' koyuyordum... devasa boyutlardaki gemi ise son durağım oluyordu... oldukça karanlık ama bir o kadar şatafatlı idi... sonra melodimi zincirliyorlardı.. böyle bitiyordu...uhh huuu... heyhat!! nasıl da üzen bir hikaye bu.. 

lonely rivers flow to the sea
to the open arms of the sea
lonely rivers sigh 'wait for me'

10 Nisan 2009 Cuma

The Shootings of May


mayıs..

mayıs olduğunu keşefettiğim zaman. savaş konusu falan işlediğim yok. . . nasılsa parlak olan kayacaktır yine. sadece birkaç sorun var.. neden mayıs?? hemde her mayıs. yada ne bileyim onun gibi bir şey..tamam açtım kollarımı, canım da acıyor, şikayetçi de değilim. ama yine de güzel olan bir  şeylerin var olduğunu bilmek canımı sıkıyor... ah goya'nın hayaleti olmak... ah goya ile kör olmak ,sağır olmak, renk bulmak... uçmayı öğrenmek goya ile.. mayısları kurşunlamak, kağıtları yırtmak, sorumsuzluğu en ince damarına kadar üstlenmek... mayıs bitince belki... iyi de mayıs geldimi ki?

9 Nisan 2009 Perşembe

paul klee anısına....


herkes dışa vursa ne yazar ki?? sonuçta Lu parkı nda oturup resim yapmak başkadır. iç açar. gönül açar. belki gerçeğin üstünde yürütür. küplerin içinden bile geçirebilir bir gün.fakat bilinçaltı kırılıp her şey ortaya çıkınca asıl sorun burada başlar işte. yada burada biter. kim bilebilir??

2 Nisan 2009 Perşembe

epigonion eşliğinde yazmayı dinlemek

yada  philadelphia - amman...

kedinin 'miyav' ı vardı içinde muvakkitlerin bulunduğu küçük bir haneden içeri atlamak isterken. durdurdu onu cigergûşe yüzüden bir fettan.dedi sonra 'drum drum' koca kedi. bilmezdi hiç duymağı.